26 Kasım 2011 Cumartesi
24 Kasım 2011 Perşembe
cennetin taşları cinnetle döşenmiştir.
hadi gelin spoiler vereyim size;
kadınlar kendi aralarındaki o bilmiş konuşmalarında "bir cinnete bakar!" lafını çok sever. "e bu nerden çıktı şimdi?" dediğiniz her şeyin altında bu "bir cinnete bakar!" öğretisi yatıyor muhtemelen. ve kadınlar için yakıştırma "cinli et" benzetmesi bana ait değil. belki de E. Temelkuran'ın bir yazısında okumuştum. hatırlayamıyorum da, sordum google'a, o da hatırlamıyor. bi 6-7 yıl önce demişti biri bunu. kimdi acaba?
kadınlar kendi aralarındaki o bilmiş konuşmalarında "bir cinnete bakar!" lafını çok sever. "e bu nerden çıktı şimdi?" dediğiniz her şeyin altında bu "bir cinnete bakar!" öğretisi yatıyor muhtemelen. ve kadınlar için yakıştırma "cinli et" benzetmesi bana ait değil. belki de E. Temelkuran'ın bir yazısında okumuştum. hatırlayamıyorum da, sordum google'a, o da hatırlamıyor. bi 6-7 yıl önce demişti biri bunu. kimdi acaba?
17 Kasım 2011 Perşembe
"şu mikrop İsrail"
annem bu sıralar küfre meylediyor. "şu mikrop İsrail.." 'le başlayan bir cümle kurdu bugün. görülmüş şey değil. evdeki kedi yaramazlık yapınca da "üçkağıtçıı" diye azarlıyor.
sonra ben küfredemiyorum diye dertleniyorum.
hakkaten eğitim şart. çocuk ailede ne gördüyse o.. şimdi kolaysa bu yaştan sonra devşirme, sil baştan küfretmeyi öğren. oluyor mu olmuyor tabii. ben de artık içimden küfrediyorum. tonlamayı yapabildiğimden emin olunca dıştan da deneyeceğim. bakalım. ha uyarmadı demeyin; çok damarıma basarsanır "üçkağıtçıı" diye başlarım, görürsünüz!
sonra ben küfredemiyorum diye dertleniyorum.
hakkaten eğitim şart. çocuk ailede ne gördüyse o.. şimdi kolaysa bu yaştan sonra devşirme, sil baştan küfretmeyi öğren. oluyor mu olmuyor tabii. ben de artık içimden küfrediyorum. tonlamayı yapabildiğimden emin olunca dıştan da deneyeceğim. bakalım. ha uyarmadı demeyin; çok damarıma basarsanır "üçkağıtçıı" diye başlarım, görürsünüz!
kitab'ı kafa
kitaba kafa dağıtcak şey gözüyle bakanlar var, biliyorum ben.
ben de istiyorum kitap okuyup dağılcak kafa.
ya da en azından kitabı kafa dağıtcak şeyden saymak.
ay çok şey bekliyorum şuncacık hayattan. farkındayım.
ben de istiyorum kitap okuyup dağılcak kafa.
ya da en azından kitabı kafa dağıtcak şeyden saymak.
ay çok şey bekliyorum şuncacık hayattan. farkındayım.
7 Kasım 2011 Pazartesi
burlara yazmışlığım var. geçen yıl bu zamanlarda üçbeş hoşbeş edebildiğim bi ufak vardı. dertliydi, kurbanda küçük hayvan kesmişlerdi(ama arkadaşlarının ailesi hep öyle büyük hayvan kesmişler). ve hayalliydi, "seneye paramız olursa büyük hayvan kescekmişiz" demişti.
ve yine demişliğim var, kafam karışık: tanrı falan öyle dinler öyle kitaplar, kurbanlar falan var mılı, gerek var mılı şeylerde. ben bunca inançsız ve etraf kan gölü.. yani öyle oluk oluk kan akarken, bir öldü mü binlercesi birden ölürken, boğaz saygı duruşunda bayramlık kırmızı, kanlı kırmızı akarken işte böyle inançsız inançsız ben bi kaç gündür bu çocuk için dua ediyorum. allah varsa da vere de bu çocuğun babası bu kurban büyük hayvan kesebilmiş ola, diye diye. ki bu çocuğun gözleri gülse öyle utanmaksız. ki biliyorum çocuklar güldü mü gözleriyle gülüyorlar. öyle valla, kitaptan okumadım. görmüşlüğüm var. öyle gözleriyle gözleriyle gülüyor çocuklar. yani mutlu olunca.
ve yine demişliğim var, kafam karışık: tanrı falan öyle dinler öyle kitaplar, kurbanlar falan var mılı, gerek var mılı şeylerde. ben bunca inançsız ve etraf kan gölü.. yani öyle oluk oluk kan akarken, bir öldü mü binlercesi birden ölürken, boğaz saygı duruşunda bayramlık kırmızı, kanlı kırmızı akarken işte böyle inançsız inançsız ben bi kaç gündür bu çocuk için dua ediyorum. allah varsa da vere de bu çocuğun babası bu kurban büyük hayvan kesebilmiş ola, diye diye. ki bu çocuğun gözleri gülse öyle utanmaksız. ki biliyorum çocuklar güldü mü gözleriyle gülüyorlar. öyle valla, kitaptan okumadım. görmüşlüğüm var. öyle gözleriyle gözleriyle gülüyor çocuklar. yani mutlu olunca.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)