bugün dalgınlıkla, yanlışlıkla, bilinçsizce, bilincimi yemişcesini üzümlü kek aldım tansaştan. tanıyanlar bilir bu hiç hayra alamet değil. kaza da değil. olsa olsa freudyen kaza. hayatımda bir şeylerin yolunda gitmediğini göstermek adına. bugüne kadar biliçsizce yediklerim dışında üzümlü kek yediğim görülmedi civar illerde. kendinden haz etmiyorum. üzümü tek severim ne yalan söyliyim. keki de yerim. ama üzümlü kekle aramız limoni.
aha ne var ikili ilişkilerim de aynı eğriye boyun bağlayıp eğrildiyse. yemeyeceğim bir üzümlü kek aldım evet, asla da yiyemiyicem. ama atamam da bir misafir gelir de yer diye bekliyicem. belki de ben ikram edicem.
ikili ilişkilerimin bilançosunu çıkardım, bir miktar kendini doğrulayan kehanet var elimde. bitirmek üzere başlamışım hepsine. yazık ki üzümlü keki sevenler sevmeyenlerden daha fazla...
30 Temmuz 2010 Cuma
4 Temmuz 2010 Pazar
baban ne iş yapıyor?
sana ne lan göt!
iki soru eğitim hayatım boyunca ağzıma sıçtı. biri bu lanet: " her öğrenci sırayla ismini, nereli olduğunu ve babasının ne iş yaptığı söylesin". bu sorunun her eğitim yılı başlangıcında sorulmadığı tek eğitim kurumu darüşşafaka olsa gerek. her yıl okul açılmadan bir gün önce iki şey üzerine uykularım kaçtı. biri ne giyiyim diğeri "babam öldü" mü diyim yoksa "babam vefat etti" daha mı naif duruyor? vefat etti hep daha duygusuz geldi. babandan mı bahsediyosun yoksa merhum cumhurbaşkanından mı. ama öldü öyle değil. kanırtmışlık var içinde, gözyaşı var, acı var. ama anlamadılar. babam öldükten 3 gün sonra okula gitmiştim. annem arkadaşlarını görmek iyi gelir diye gönderdiydi. ben de konuşulanlara güldüydüm, küççük bir şey idiydim ki ben daha. sonra o lanet ufak çoçuk yüzüme, gözümün içine bakıp "babası ölmüş bu gülüyor, benim babam ölse ben bir daha güzelemezdim" dediydi. o da mı küççüktü ki?
sonra bir miktar zaman geçti. bu kez abim öldü. zaman daha mı küççülttü beni nedir. bu defa sorma sırası bana geldi. "abim öldü lan nasıl bu sokaktaki insanlar gülüyor?" soru ağır geldi evren'i camiaya, dünya bir miktar ıssızlaştı bu sorunun üzerine, ben de bütün sorularımı, şahitlerimi geri çektim. başka sorum yok hakim bey! dava bir an önce sonuçlansın!
ama var bir soru daha böyle pek bir masum. görseniz yanaklarını sıkarsınız. öyle ki akıllı çocuk duruyor. soran ne sorduğunu bilmeden sorar.. soran ne anlama geldiğini hiç bilmez. muhabbet açmak için sorar, laf olsun diye sorar. ama bazı insanlar kaç kardeş olduğunu o kadar kolay sayamaz. o yüzdendir ki "kaç kardeşsiniz?" her zaman testte ilk cevaplanacak sorulardan olmayabilir.
içinde ölü barındıran bir denklemde her zaman 2+1=3 etmez.
"kaç kardeşsiniz?".. sana ne lan göt..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)