28 Nisan 2010 Çarşamba

playlist


saatlerdir dinlemekten hiç de haz alamadığım bir playlisti dinliyorum.. yeni şarkı eklemeye üşeniyorum, acı çekmekten hoşlanır gibi bir halim var.
arada "music" klasörünü açıp bir parça ekliyorum. ama karışık çalıyor liste, tekrar windows media playerı açıp o şarkıyı çalmıyorum.. listede öyle bekliyor diğerlerinden biraz daha fazla sevdiğim şarkı.sırasını bekliyor.

evet kirliler sepeti, evet hepsi bir arada evet ikili ilişkiler evet bumerang evet kendini tekrar evet kafam karışık evet dekadans..dans et benimle.
küçükken kötü bir şey yaptığımda abim avucunu açar getir yanağını vur şu elime yoksa ben gelip seni döverim derdi..
ben de gidip yanağımı eline değdirirdim.
ödeşirdik..
hadi sevdiceğim getir koy yanağını avucuma..
özledim..özeldin.. gittin..
gel. gel koy şu yanağını avucuma..

5 Nisan 2010 Pazartesi

kurbağa,prens,öpmek,sevişmek,kaçmak,kovalamak.


kurbağa,prens,öpmek,sevişmek,kaçmak,kovalamak.

denklem boylu boyuna boylamlarından ayrıldı.
ah o conservative zamanlar. ah o öpünce prense dönüşen kurbağalar.
artık öpünce kaçıyor prensler,kurbağalar. kaplumbağayı bile öpsen hızına yetişemiyorsun, kaçan kovalanıyor, yakalayabilene aşkolsun.
öpüldükçe değersizleşiyor presler, prensesler.
değer sistemimizin gözünden öpüyorum, belki prense dönüşür!