29 Mart 2012 Perşembe

bana şey oldu, işte şey.. size de olur mu?

depresyondan düşen çocuklar var. bir de depresyondan düşürülen. düşürülenin annesi şey yapıyor, hamileyken depresif oluyor, çocuk düşüyor. anne suçluyor sonra kendini. bu biraz normal gibi. ama işte depresyondan düşen, yani majör depresyondan kendini öldüren çocuklar var bir de. ve inanır mısınız bunların annesi de kendini suçluyor. Benim abim bu ikincisinden. işte ordan biliyorum, sonra annem çok suçladı kendisini. sonra biz hepimiz, kalan aile şöyle yaptık "mutsuzdu Erdem, kaçtı, kendi seçimiydi, şimdi belki mutludur" falan dedik.

Sonra şey oldu. işte suç falan öyle duygular daha uçucu, onlar uçtu biraz ama özlem diye de bir şey var, o biraz kaldı. biraz çok kaldı. ve bir de bak ne oldu; böyle bazen bir yere gidiyorsun, bir film görüyorsun, şarkı çalıyor, küçük çocuklar cıvıldıyor, yerlerde çimen neyin oluyor. hah o zaman diyorsun ki "Erden bu filmi izlese çok severdi, abim buraya gelse...işte bi gelebilse..." öyle şeyler.

işte diyorum ki özlem garip bi duygu. Ben eskiden evden uzağa gittim mi adı gurbet olurdu. Benden eskilerde de öyleymiş, şarkılarda, kitaplarda öyle diyor. şimdi teknoloji öyle şeylere izin vermiyor. Fotoğraflar oluyor facebookta, görünerek konuşuyorsun skype'dan falan. ne güzel. ama annemde bu teknol yok. biz 3 aydır anacımla görünmeden öyle sesli konuşuyoruz.

ve anacım bana dün telefonda şey sordu; "değiştin mi? saçın uzadı mı, nasıl? kilo aldın mı? sigara, sigara ne oldu? bıraktın mı?"

Bu beni kötü yaptı. İşte bu gurbet içi özlem. diğerleri değil. aynı ölene özlem gibi.. bi garip..

9 Mart 2012 Cuma

son iki gündür üçtür oluyor. tanımadığım bir adam yanıma geliyor ve diyor ki "bu kadar kötü olamaz, gül biraz".
diyorum ben de bir şeyler. yorgunum diyorum, öğrenciyim, yapmam gereken şeyler var diyorum. derken inanmıyorum. derken gülmeye çalışıyorum.
"her neyse bu kadar kötü olamaz, gül biraz" diyor tekrar. ve gidiyor.
oluyor böyle şeyler.