28 Haziran 2009 Pazar

jenerasyon farkıyla dejenerasyon..


hey hey teheyy
garip duygular içerisindeyim, gel-gitli beyin frekansıma hoşgeldim bu günlerde.
gerçekten de bu gel-gitleri özlemişim ben bugün bunu gördüm.
yine yeni yeniden aşık olmayı, aşık oldum sanmayı, heyecanlanmayı, zengin içerikli hayal dünyama yeni jönler katmayı eski jönlerin eline ömür boyu başarı ödülünü verip ilerde sizi jüri koltuğunda da görmek isteyiz deyip eve göndermeyi özlemişim...
bilemedim bu çalkantıya neden olan son bir haftamı "yeni playboy" kuzenimle geçirmem mi? uzun bir aradan sonra farkettim ki genç tabir ettiğimiz bir kısım insan yolda yürürken "kesişmek" dediğimiz bir eylemi gerçekleştirmekte. ve bir araya girdikleri ortamlarda " yazışmak" diye tabir ettikleri apayrı bir eyleme girişmekte. ve aynı zamanda "yiyişmekte, takılmakta, bardan erkek kaldırmakta" .
ufak ısınma turlarından sonra bu eylemlerin zaten uzun zamandır hayatımda olduğunu farkettim, lakin ufak bir değerlendirme farkıyla.
"kesişmeyi" ilk görüşte aşk
"takılmayı" ten uyumu
"yazışmayı" frekans uyumu
"yiyişmeyi" bazen idi özgürlüğüne salmak gerek ; şeklinde yorumlarken hangi taraf daha dürüst hangi taraf daha dejenereydi acaba.
inkar mekanizması dejenerasyonu hafifletici delil olarak sunulabilir mi peki jön eskisi jüri üyelerine?

13 Haziran 2009 Cumartesi

günün adı hüzündür...

bugün senden kopmak istedim.. silmek istedim. istedim ki bitsin, her şey, hepten bir daha başlamamacasına...
sepetimdeki tüm kirlilerden kurtulmaktı amacım lakin yıkamaya gücüm yetmedi.. yakasım, yıkasım, kurtulasım geldi... ya da bu güne kadar her köşeye sıkışınca yaptığım gibi hepsinin kalbini kırasım, kanırtasım..
yapamadım. gene hüzünlü gecelere yakışan şarkıları dinledim, gün ışığına aldırmadan.. küçük iskenderin neşterini, jiletlerini tenime sapladım, sarhoş bar gecelerinde yaktım vücudumu hala yaşadığımı hissetmek amacıyla...hep bir yıl daha geçti.. yıllarla uzun yurtdışı seyehatleri fazlalaştı.. artık rahattım beni arayamayışının sorumlusu millerce uzağında olmamdı.. üzülmek gereksizdi
gene bir ağaç altı buldum, gölgesine sığındım,ışığının ulaşamayacağı notkada olduğuma inandırdım kendimi, redettemedi, sakladı sarmaladı, görünmez kıldı.
ben hep görünür kılmasını bekledim,bu değil miydi senden eksik kalan noktam.
hiç tanımadığım bir erkekti ve sana benziyordu, şarkıları haksız çıkartmak küstahlık olurdu. sana benzedi görünmez kıldı, bu defa kanırttı, küçük iskender'i bir kez de onun için dinledim, gene aynı şeyleri söyledi. şarkıları bir kez de onun için söyledim, "başka türlü bir yer yok" tu. sana benzedi.
savunma mekanizmaları bilinçsizdi, bu defa tamamen biliçliyim. savunmasızım, tüm jiletlerimi kendime sapladım silahsızım.

3 Haziran 2009 Çarşamba

nil'in piposu.. hem de tütünsüz...


tombalacık halimem ile ara verdiğimiz türkçe şarkı sözü analizimize nil ile devam etmeyi uyugun gördün bugün,
buyrun nil'in bilinçaltını hep beraber aralayalım, malzeme bol, rastgele :))

Dün gece rüyamda seni gördüm
Ben kördüm, sen de bi pipo
Pipoyu içen bi kadın gördüm
Ama kördüm
Bu mu libido?

Dün gece rüyamda seni gördüm
Ben kördüm, sen de bi pipo
Ama sonra bi yazı gördüm
Froid demiş ki;
Bazen pipo, SADECE PİPO

Gönderen:cr@zy_devil( p.s.crazy@devil'in "froid" gönderisine sadık kalmak istedim)

Var olan ve içilemeyen bir pipo, pipoyu içen 3. şahıs (yatak kadrosunun 6'da 1'i) ve bazen sadece bir pipo olan pipolar...buraya kadar tamamız peki freud'un meşhur purosunu meşhur "froid piposu"na çeviren freudyen kazayı bu puzzleda nereye koymalı :)) saygılar